İstanbul Gezi Rehberi

         Ah İstanbul İstanbul... Şair Yahya Kemal, İstanbul için şu dizeleri kaydeder, İstanbul'u sevmezse gönül, aşkı ne anlar?
         İstanbul yüzyıllık aşkların, tarihi bir hazinenin, imparatorlukların gözde şehri...
Ne şiirler yazılmış bu şehre, ne masallar, ne romanlar...
         İstanbul'u anlatmaya nereden başlasam bilemiyorum. Anlatmakla asla bitmeyen bir şehir, havasını soluyup bizzat içinde yaşamak lazım. Ara sokaklarda kaybolup boğaz kenarında bulmak lazım kendini mesela. Sonra güneşli bir pazar sabahı vapurda simidinin son parçasını martılarla paylaşmak, Kadıköy'den Moda'ya giden tramvayda İstanbul manzaralarına bakmak lazım.  Memleketimden insan manzaralarına...
        Yaşamak için bu şehri önce sevmek lazım, hak ettiği değeri ona gösterebilmek.
        O halde hadi yakından görmeye gidelim. İstanbul'un tarihinden söz ettik, öyleyse hadi tarihi yarımadaya gidelim. İlk durağımız 17.yüzyılda camiye ismini veren padişah I.Ahmet tarafından mimar Sedefkar Mehmet Ağa'ya yaptırılmış olan Sultanahmet Camisi. Bu cami, mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için Avrupalılarca ''Mavi Camii (Blue Mosque)'' olarak bilinir. 
        Buranın hemen karşısında  Bizans İmparatoru I. Justinyen tarafından 6.yüzyılda yaptırılmış olan Ayasofya'yı göreceksiniz. Ayasofya'nın inşaatında yaklaşık 10 bin işçinin çalıştığı ve I.Justinyen'in bu iş için bir servet harcadığını biliyor muydunuz?  Kelime anlamı ''kutsal bilgelik'' olan bu çok eski binanın bir özelliği de yapımında kullanılan bazı sütun, kapı ve taşların binadan daha eski yapı ve tapınaklardan getirilmiş olmasıdır. Ayasofya'dan düz gidip hemen sağa dönünce Yerebatan Sarnıcı'nı göreceksiniz. Burası Osmanlı zamanında uzun yıllar su deposu olarak kullanılmış. İçeride, Yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan, yılan saçlı, keskin dişli, dişi bir canavar olan Medusa'nın ters çevrili heykelini göreceksiniz. Yerebatan kadar turistik olmayan bir de Şerefiye Sarnıcı'nı ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Restorasyon çalışmaları yakın zamanda biter bitmez klasik müzik konserleri başladı. Tarihle iç içe, akustik bir şöleni deneyimlemenizi öneririm. Ayrıca Sultanahmet'e kadar gitmişken tarihi köfteciye uğramayı da unutmayın.
       Sıradaki durağımız, Kapalı çarşı. Burası içinde yaklaşık 4 bin dükkan bulunan kocaman bir pazar. Mistik ve tarihi bir atmosfer içerisinde keyifle gezebilirsiniz. Daha sonra Mısır çarşısına gidiyoruz. Eğer türk kahvesi seviyorsanız içerde taze Mehmet Efendi kahvesi satış yeri var. Paket paket tavsiye ederim. Ve geliyoruz Eminönü'ne. Buradan Üsküdar'a giden vapura yetişiyoruz. Daha 20 dakikası var. Hemen bir balık ekmek kapıp geliyoruz Üsküdar'a gider iken. Üsküdar'da yolumuza Kız Kulesi ile devam ediyoruz. M.Ö. 5.yüzyılda Roma İmparatorluğu tarafından yaptırılıyor burası. Ulaşımı kayıklarla sağlanıyor.
        Buradan tekrar vapura binip Beşiktaş'a gidiyoruz. İskeleden Kabataş yönünde ilerleyin. Hemen solda Dolmabahçe sarayını göreceksiniz.Saray mimar kardeşler Balyan'lara 19. yüzyılda yaptırılıyor. Burası muazzam bir saray. Girişte sesli bir rehber de sizlere ayrıntılı bir anlatım sunuyor. İçerde Atatürk'ün ölmeden önceki son dakikalarını geçirdiği bir odası da var.
       Dolmabahçe'den sonra Ortaköy'e gidiyoruz. Yaklaşık 35-40 dk'lık bir yürüme mesafesi var. Bu yoldan özellikle geçmenizi tavsiye ederim. Bol ağaçlıklı bir doğa harikası eşliğinde yürürken sağınızda ve solunuzda yer alan fotoğraf karelerini de gözden geçirebilirsiniz.
       Geliyoruz Ortaköy'e. Burası boğaz köprüsünün ışıkları altında, İstanbul boğazının eşsiz manzarası eşliğinde keyifli vakit geçireceğiniz bir yer. Ayrıca meşhur kumpir ve waffel'ını da deneyebilirsiniz.
       Sıradaki rotamız Taksim. Taksim meydanından Cihangir'e giden yolda devam edip sağa dönünce Aya Kiryaki Rum klisesini göreceksiniz. Özellikle Christmas zamanları içerisi görülmeye değer güzellikte oluyor. Eğer siz de benim gibi bu tarz tarihi yapılara meraklıysanız İstiklal caddesinde de St Antuan Klisesi'ni de görebilirsiniz. Kliseden çıktığınızda hemen karşıda sağdan devam eden küçük bir ara sokak göreceksiniz. Bu sokağın sonunda harika bir çikolatacı var. İsmi Jadore, şiddetle tavsiye ederim. Sıcak çikolatasını deneyiniz efendim. İlerde Pera ve Salt Beyoğlu modern sanat müzeleri var. Burada sergilere göz gezdirebilir, film günlerini ve etkinlikleri takip edip katılabilirsiniz, oldukça keyifli oluyor.
      İstiklal caddesinden dümdüz devam ettiğinizde aşağıda Galata kulesini göreceksiniz. Bir haftasonu en üst katında kahvaltı yapmanızı öneririm, manzarası tahmininiz üzere muazzam. Galata kulesinden devam edip aşağı indiğinizde Karaköy'de oldukça keyifli kafeler ve restoranlarda arkadaşlarınızla vakit geçirebilirsiniz. Charlie'nin çikolata fabrikası filmi konseptinde bir de çikolatacı var. İsmi Willy Wonka Chocolate. Burası aşırı sevimli bir yer.
      Sıradaki mekanımız Kadıköy. Burdan Moda'ya geçiyoruz. Modanın upuzun bir sahili var. Sahilin hemen yanındaki çimenlerde oturup keyifli vakit geçirebilirsiniz. Genç nufüsun fazla olduğu bir alan. O yüzden çoğunlukla gitar tınılarını ve şarkı söyleyen sesleri duyabilirsiniz.
     Yolumuza adalarla devam ediyoruz. Adalara gitmek isterseniz iskelede çeşitli tur seçenekleri de var. Birden fazla adaya götürerek hepsini gezip görmek isterseniz tavsiye ederim. Büyük adaya giderseniz de Aya Yorgi manastırını gezip, etrafı bisikletle keşfetmeyi unutmayın.
    Son durağımız Balat'a gidiyoruz. Burası fotoğraf karelerinde gördüğümüz sıra sıra renkli apartmanlar olan şirin, eski bir mahalle. Gittiğinizde Fener Rum Patrikhanesini ve Bulgar klisesini gezmenizi öneririm. Ayrıca yeşilçam temalı hoş bir kafe göreceksiniz, burada çayınız yudumlayabilirsiniz.
     Gezi rotamıza ek olarak sizler de manzara sevenlerdenseniz Pierre Loti ve Çamlıca tepesini, yeşillik ve doğayla iç içe olmak isterseniz Belgrad ormanı, Atatürk Arberatumu, Emirgan korusu, Maçka ve Yıldız parkını görmenizi tavsiye ederim.
    İstanbul'u keşfedip kendi rotalarınızı oluşturmanızı ve bu şehrin havasını soluyup tadını çıkarmanızı dilerim.Yeni hikayelerde görüşmek üzere...