Efsane Seri ''Film ve Dizi Önerileri''


           Bu seride sizlere bol bol düşündürücü, yüzleştirici ve  muhakeme edici bir liste hazırladım. Karantina dönemi de bunun için oldukça iyi bir fırsat . Seride yer alan bazı filmler size rahatsız edici gelebilir, özellikle 18 yaş ve üzeri izlenmesi uygun olacaktır. Savaş, şiddet ve cinsellik içeren sahneler görebilirsiniz. Aynı zamanda izledikten sonra sizi etkisi altına alabilir ve derinden sarsabilir. İzlemeden önce buna hazırlıklı olmanızda fayda olacaktır. Acı veren gerçeklere gözünüzü kapatmayı tercih ediyorsanız bu liste size iyi gelmeyebilir. Ama eğer cesaret edebilirseniz  yolun sonunda bir aydınlık göreceksiniz. Freud'un da dediği gibi hayattaki problemlerin çözümü belki de acılarımızla yüzleşmekten geçer. Bastırdığımız, yok saydığımız duygularımız onları kabul etmediğimiz sürece varlığını sürdürür ve ifade edilmemiş hiçbir duygu asla yok olmaz ve ölmez, sadece diri diri gömülürler ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler. Duyguları sonuna kadar yaşatan bu listeye gelin bir göz atalım.



1. Dogtooth (Köpek Dişi)

     Yönetmen Yorgos Lanthimus'un 2009 yapımı dram gerilim türünde filmi hayata bakış açımı tamamen alt üst etti diyebilirim. Film çok farklı bir bakış açısından izleyiciye olağanüstü tuhaf bir dünya sunuyor. Eve hapsedilmiş aile bireyleri ve otoriter bir baba, tüm gerçeklik algıları babanın yönetimi ve kontrolünde olan bir hapishaneyi andırıyor. Evden ayrılmak ise neredeyse imkansız. Tuhaf kurallardan biri de hiçbir aile üyesi köpek dişi çıkmadan evden ayrılamaz. Bu da aslında kurtuluşlarının imkansızlığını, çaresizliklerini gözler önüne seriyor. Bazı sahneler aşırı rahatsız edici ve izledikten neredeyse 1 hafta kadar süre etkisinden çıkamadım. Film çok şey vaat ediyor, izleyiciyi aktif olarak sorgulamaya ve düşünmeye sevk ediyor. Film bizlere çok uzak bir distopya gibi görünse de içerisinde yaşadığımız toplum kurallarından çok da farklı görünmüyor. Eleştirmenlerin 70ler yapımı bir filmden çalıntı iddiaları bir yana kim ne derse desin beni derinden sarstığı için filme puanım 10 üzerinden 10, mutlaka izlenmeli.


2. 93 yazı


     Carla Simon'un yönettiği 2017 İspanya yapımı bir dram filmi. Filmin hikayesi aslında yönetmenin kendi çocukluk hikayesi ve filmden sonra Carla Simon bir röportajında bu filmde kendi hayat hikayesini ölümsüzleştirmenin mutluluğunu paylaştığını söylüyor. Filmde beni en çok etkileyen kısım da aslında bu hikayenin gerçekliği yani her şey o kadar gerçek ki izlerken bir bakmışsınız baş roldeki çocukla aynı hisleri paylaşıyorsunuz. Ve bence ruh hali oldukça iyi yansıtılmış. Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden bir çocuk ve onu kucaklayan sımsıcak bir aile tablosu görüyoruz. Ama her şey mutlu sonla biten o duygusuz, gerçekdışı popüler filmler gibi toz pembe değil elbette. Kaybetme korkusunun arka planında kopma noktaları, kaçışlar, kıskançlık, öfke  bir çocuğun gözünden çok iyi yansıtılmış. Eğer bir gün dünyaya bir çocuğun gözlerinden bakabilirsek o gün dünya yaşanabilir bir yer olacak. Tek yapmamız gereken çocuk ya da yetişkin her bireyin eşit, saygı ve sevgi dolu bir yaşama hakkı olduğunu unutmamak olmalı.



3. Gözetleme Kulesi

   Yönetmen Pelin Esmer'in 2012 yapımı dram türünde filmi gözetleme kulesi yaşadığımız toplumun değerlerini gözler önüne seriyor. Pelin Esmer filmden sonra İstanbul Modern'de gerçekleşen bir söyleşisinde filmlerini anlatırken şöyle diyor; ''Gerçek hayatta karşılaşma ihtimalleri çok düşük olan iki insanı bir araya getirip filmlerimde onların hikayelerini anlatıyorum. Bu iki insanın etkileşimi sonucu nasıl bir hikaye ortaya çıkıyor, bu tamamen beni de şaşırtan bir süreç oluyor ve onlardan ben de çok şey öğreniyorum.'' Filmde kendisini toplumdan soyutlamış bir baş karakterle kendi ailesine kurban edilmiş genç bir kadının öyküsü anlatılıyor. Bir yandan toplumun hiç görülmeyen, konuşulmayan ve yok sayıldığında yok olacağına inanılan tabularına ve bunun sonucu olan ensest gerçeğine de vurgu yapılıyor. Bir annenin kayıtsızlığına, bir kadının çaresizliğine ve uzanan bir yardım eline şahit oluyoruz. 



4. Platform

      
     Yönetmen Gaztelu Urrutia'nın dram ve korku türünde 2019 yapımı filmi platform kapitalizmin, sosyal yapılar arasındaki uçurumun ve insanların gerçeklere bile isteye gözlerini kapamasını anlatıyor. Daha çok soruna odaklanan ve hayatta kalma savaşında her yolu kullanan vahşi bir çoğunluk görüyoruz. Buna rağmen çıkış yolunu bulmaya, ileriye gitmeye cesaret eden bir direniş de görüyoruz. Bu film içinde yaşadığımız dünya gerçeklerinin çok uzağında değil aksine onun aynası gibi. Her şey rahatsız edici, acımasız ve bir o kadar da gerçek. Filmin yorumlarında çokça metafordan bahsediliyor. Don Kişot romanı, çocuk karakter, platformun hareketi hepsinin ayrı anlamlarının olduğunu söylüyor. İzlerken detaylara da dikkat etmeli.




5. Zavallı


      2018 yapımı Babis Makridis'in yönetmen koltuğundaki film dram ve kurgu türünde. Yunan tuhaf dalgası serisinden olduğu üzere film oldukça tuhaf bir baş kahramanı konu alıyor. Hayatında yapayalnız bir adam ve karısının hastalığı sonucu etrafının yakınlığını hissettikçe bir yandan bocalayan bir yandan da bu yakınlığa bağımlı hale gelip onsuz yapamayan çaresiz, kimsesiz bir karakteri konu alıyor. Bazen bir insan yakınlığına muhtaç kalan karakter onun tadına varınca artık kaybetmemek için her şeyi yapabilecek bir noktada bulunuyor. İnsanı her geçen gün kendi yalnızlığına sürükleyen bu teknoloji çağında yüzüne tokat gibi çarpan, kendine getiren bir film. 



6. Sweeney Todd

     
     2007 yılı Tim Burton yapımı müzikal/korku türünde bir film. Müzikal ve korku bir araya gelince ortaya müthiş bir karışım çıkıyor ve filmin tamamen siyah beyaz oluşu filme oldukça sanatsal, masalsı bir hava katmış. Tim Burton yapımlarında masalsı unsurlar olmazsa olmaz ve bu Johnny Deep ve bir müzikalle birleşince izlemesi inanılmaz keyifli bir hal alıyor. Film bir yandan kaosun içinde sopranoların dansını, siyahla beyaz gibi keskin bir zıtlıkla veriyor. Daha önce gördüğünüz hiçbir berbere benzemiyor.





7. 7 Yüz


      7 yüz 2017 yapımı bir blutv dizisi. Blackmirror'ı andıran bir distopya serisinin yer aldığı 7 bölümden oluşuyor. Bir türk yapımı oluşu ve ekranda görmek istediğimiz türden yüzleştirici, cesur ve düşündürücü sahneler en çok etkileyen kısımlar oldu. Pera müzesinde bölüm bölüm yayınlandığında keşfetmiştim. Özellikle birkaç bölüm sizleri derinden sarsabilir. Dizinin bölümlerinin birbirinden bağımsız oluşu, hiç uzatmadan, net bir şekilde derdini anlatabilmesi izlenmeyi fazlasıyla hak ediyor.




8. Unorthodox


   2020 yapımı Maria Schrader yönetmenliğinde bir netflix dizisi. Filmde son derece kapalı bir kültürel yapının içinde birey olarak kabul görmeyen, içinde bulunduğu dini mezhebin kuralları çerçevesinde hareket edebilen ve evliliğinde de bu toplum baskısını sonuna kadar hisseden genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Bir kadının tek başına gerçekleştirdiği bir direniş ve yaşam mücadelesi görüyoruz bu mini dizide. Bir solukta izleyebileceğiniz, umut verici muhteşem bir dizi.




9.Clockwork Orange(Otomatik Portakal)- Stanley Kubrick


     1971 yapımı suç ve bilim kurgu türünde bir Kubrick filmi. Aynı isimli Anthony Burgess kitabından uyarlama film sınırları sonuna kadar zorluyor. Filmde çoğu sahneyi rahatsız edici ve tuhaf bulabilirsiniz. Tam olarak filmin olayı da bu ve karakterin vicdan ve özdeğerlerini sorgulatan dikkat çekici bir yapım. Yönetmen her filminde olduğu gibi obsesif bir şekilde sahneleri tekrar tekrar çekiyor ve sanatını konuşturuyor. Filmden çok şey alabilirsiniz. Bir çocuğun gelişiminde, kişiliğinin oluşumunda ailenin ve çevrenin rolü, hayat döngüsündeki değişimler, iç hesaplaşmalar ve diğerlerinin değişmeyen yargıları. Filmi izlemeden önce kitabını okumanızı tavsiye ederim. Kitaplar her zaman bizim hayal gücümüzle birleşince çok daha etkileyici ve anlamlı oluyor. 


10. Blood Diamond (Kanlı Elmas)


    2006 yapımı savaş/macera türünde yönetmen Edward Zwick filmi. Hikaye Afrika'da terör yanlıları ve Amerikalı elmas avcıları arasında geçen kanlı  mücadeleyi anlatıyor. İnsanların köle gibi çalıştırıldığı, ailelerinden koparılıp zorla savaşa süreklenen çocukları, yaşam hakları ellerinden alınan binlerce insanı ve rant savaşını gözler önüne seriyor. Bu filmi izledikten sonra pahalı mücevhere olan bakış açınız 180 derece değişiyor. Ardında dökülen kanları, yaşam mücadelelerini görüyorsunuz ve filmin sonunda şöyle diyor; ''Bir elmasın çatışmasız olduğu konusunda israr etmek tüketiciye kalmıştır.'' Yani o çok kıymetli, el üstünde tutulan pahalı mücevherlerin ardında bir yaşam savaşı mevcut ve bu gerçeği yok saymak onu asla yok etmiyor.



11.Dr Strange

    2016 yapımı fantastik/macera türünde yönetmen Scott Derrickson filmi. Marvel Comics'in de aynı adlı çizgi romanından uyarlama. Başarısının zirvesinde bir doktor korkunç bir kaza geçiriyor ve tüm kariyerini bitirecek derecede felç oluyor. Hayatı  sorgulatan bu kazadan sonra çare bulmaya uzak doğuya gidiyor ve orada kadim öğretilerle tanışıyor. Başlangıçta inanmamasına rağmen daha sonra inancın gücünü keşfederek iyileşme adımları atıyor. Hayatta aslında en kötü dediğimiz koşullarda bile gidişatın değişebileceğini, evrendeki her şeyin tamamen düşünce sistemimizden ve inançlarımızdan ibaret olduğunu hatırlatan şifanın da yine orada olduğunu gösteren bir film.



Yorumlar

  1. Bu tam kapanma günleri için 10 numara bir yazı olmuş kızım, liste harika, eline sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar