Gezi Notları Paris 3.Gün Disneyland

 
       Büyük gün geldi çattı günlerden salı. Nasıl soğuk, rüzgarlı bir gün. Kışın tam ortası normal. Ama gel gör ki hiçbir şey engel değil büyük aşklara... Disneyland'a gidiyoruz. Çocuklar gibi mutluyum. Ekipmanlar da tamam. Girdik büyülü dünyanın içine. Paris gibi hatta Fransa gibi milliyetçi bir yerde amerikan yapımı koskoca Disneyland'ın olması şaşırtıcı gelse de çok üzerinde durmuyorum şu an tam konsantrasyon odaklanmış durumdayım gözlerimin önündeki manzaraya. Disneyland için bilet almak isterseniz size 2 seçemek sunuyorlar. Biri, Disneyland kısmı diğeri de Universal stüdyolar. İkisini de aldım gidiyorum. Burada dikkat etmeniz gereken çok önemli bir husus var. O da zamanın nasıl geçtiğini asla anlamayacak olmanız ve 1 günlük sürenin size yetmeyeceği. Hem kocaman bir yer hem de kalabalık. Bekleme sıralarında geçen süreleri de hesaba katarsak vip bilet almanızı öneririm. O zaman hiç beklemeden defalarca kez tur atılabilir.
     İçerdeki manzarayı anlatmak benim için tarifi oldukça zor. Yazarken bile heyecanlıyım. Yaşayıp görmek lazım. Bileti alınca size içerinin haritasını da veriyorlar. O gün yaptığım bir hata, zamanı verimli kullanamamak oldu. Ama yine de her şey harikaydı. Günün çoğunu Disneyland'da geçirdim. Charlie'nin çikolata fabrikası filminin temasında bir tünelden trenle geçtim. Film sahnelerinin oyunlaştırılmış halinde filmin içinde hissettim. Daha sonra bir rollar costera bindim. Diğerlerinden farkı ses hızından daha hızlı bir şiddetle hareket etmesiymiş. Bayıldım ona ismi gitar rock costerdı sanırım. Bunları 4 sene sonra yazınca hepsi tek tek aklıma gelmese de en çok sevdiklerim bunlardı.
       Sıra Universal stüdyolarda...İşte burası tam bir görsel şölendi. Asansör diye bir yere girdim. Oyunun adı bu. Girişte şık takım elbiseleriyle çalışanlar bizi yerlerimize oturttu korkunç bir şey beklentim sıfır bu naiflikte. Neyse içeri girdik oturdum kemerlerinizi takın dendi. Geliyordu gelmekte olan. Kemerleri takmamızla bir ses duyuldu. Kabin ekibi konuşuyor. Bu asansörün tarihinden bahsediyor, daha önce kimler bindi falan derken paat aniden bir boşluk hissi. Sanki sonsuzluğa uğurlanıyoruz. İçimdeki organlar da bu seyahate dahil. Beklemediğimiz için daha da etkili oldu tabi. Bu konuda müesseseyi tebrik etmeli. Asansör macerası bitince birkaç saniye duraksadım kendime gelebilmek için. Neyse sonra asıl şöleni akşama saklamışlar. Bir lazer show. Çok gerçekçi ve kaliteliydi. Bugünün bitmesini asla istemediğim için yanıma burdan hatıra ıvır zıvır bir şeyler aldım. Şimdi onlara baktıkça bile mutlu oluyorum. İyi ki dediğim bir gündü...

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar